“Eşim eve gelince internetin başından ayrılmıyor. Bir şeyler anlatıyorum beni duymuyor. Onun bu tavrından çok rahatsız oluyorum. Çok sık kavga ediyoruz. Hatta dayanamayıp ona saldırıyorum.” (Yasemin)
Sevgili Yasemin,
Belli ki ilgi arayışını saldırmakla göstererek çok yorulmuşsun. Oysa ne güzel şeyler istiyorsun. Herkesin sevgiye, ilgiye, yakınlığa ihtiyacı var değil mi?
Ama sanki evde sakin kalamamışsın, eşin de biraz kendisini uzaklaştırmış evden. Tabii internette kimse bağırıp çağırmadığı için sessizliği tercih etmiş o da.
Şimdi şöyle yapsan;
1- Önce biraz kendini toparla. Çünkü sakinliğe ihtiyacın var. Neler yapınca Yasemin, kendini iyi hissediyor, sakinleşiyor onları bulup hayatına ekle ya da artır.
2- Kendini nispeten dingin hissettiğin bir zamanda duygularını bir kâğıda yaz. Eşine konuşuyormuş gibi de yazabilirsin. “Seninle konuşamadığım zamanlarda kendimi anlaşılmamış, önemsenmemiş hissediyorum ve üzülüyorum.”, “Seninle vakit geçiremediğim zamanlar kendimi yalnız ve değersiz hissediyorum.” gibi. Böylece içini duyarsın.
3- Sonra da eşinle konuş. Yazdıkların gibi ama. Suçlayarak değil, kendini anlatarak. “Senin yüzünden!…” demeden. Tüm iyi niyetinle onu bir hayra davet eder gibi konuş. “Biraz hasbihal edip birbirimizi anlayalım, dinleyelim.” der gibi. Eşler arası muhabbetin artması da büyük bir hayır değil mi?
Konuşurken olaylarda boğulmayın. “Şöyle demiştin, şunu yapmıştın…” muhabbetlerine girmeyin. Yaşadığınız olayın size ne hissettirdiğini konuşun. Unutmayın ancak kalbimizle dinlersek, kalbleri duyabiliriz. Kim bilir eşinden neler duyacaksın? Onun kalbi neler diyor acaba? Merak etmiyor musun?
Ailem Dergisi’nde yer alan Dr. Derman köşesi için tıklayınız..
Source: zaman